Genç Hekimler Endüstriyel Tıp Kavramını Sorgulamalı

9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyeliği ve kolorektal cerrahi alanında görev yapmış olan Prof. Dr. Cem Terzi, TDCY 13. Yıllık Kongresi dergisi için sorularımızı yanıtladı. Prof. Dr. Cem Terzi ile röportajımızdan öne çıkan hususları aktarıyoruz:

“Tıp eğitiminin çağın ihtiyaçlarını karşılaması çok önemli” diye konuşan Prof. Dr. Terzi, “Tıp eğitimi dinamik bir süreçtir ve tıp müfredatının sürekli gözden geçirilip yenilenmesi, geleceğin ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir. En can alıcı gelişme ve bizim daha hiç dokunmadığımız konu evrimsel tıp kavramının, evrimsel biyoloji ve tıp derslerinin tıp fakültesinde olmamasıdır” diye konuştu.

Son on yılda başta ABD olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde evrimsel tıbbın tıpkı biyoloji, patoloji, anatomi gibi temel bilimlerden kabul edilerek müfredatta yer aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Terzi, şunları kaydetti:

“Bizim yetiştirdiğimiz hekimler evrim bilgisinden yoksunlar. Bu bilgiden yoksun olmak bu dönemde büyük probleme yol açıyor çünkü canlı türlerinin genetik yapılarının deşifre edilmiş hale gelmesi, hastalıkların atalarımıza kadar uzanan geçmişinin bulunması gibi konuların hepsi evrim kuramı ile doğrudan alakalı. Evrimsel biyolojiyi tıp fakültesinde öğretmediğiniz zaman hem klinik hasta uygulamalarında hem araştırma alanlarında çok yetersiz hekim yetiştiriyorsunuz. Bugün ilk yapılması gerekenlerden biri, evrimsel biyoloji derslerinin başlatılmasıdır.”

Evrimsel Biyoloji Tıp Müfredatına Girmeli

Prof. Dr. Terzi, şu örneği verdi:

“Biz tıpçılar hep ‘Yüksek tansiyon nasıl olur?’ sorusunu sorarız. Fakat  bizi ‘Nasıl’ yerine ‘Niçin’ sorusunu sormaya yöneltir. Atalarımızda böyle bir sorun yok, bunun sanayileşmeyle bağlantılı olduğunu görüyoruz. Avcı toplayıcı atalarımızda tuza ulaşmak neredeyse imkansızdı. O insanlara karşı bugün bizler 40-50 kat fazla tuz tüketiyoruz. Bizim nedeni belli olmayan hipertansiyon dediğimiz halk sağlığı probleminin temel nedeni aslında evrim nedeniyle böbreklerimizin tuz tutmasıdır. Çünkü yaşam suda başlamış, su tuzlu bir ortam,  daha sonra karaya geçmiş canlı, tuzsuz bir ortama, bu kez tuza kolay erişemeyeceği için böbrek tuz tutacak şekilde evrimleşmiş. Şu anda da gereğinden fazla tuz tüketmemize rağmen böbreklerimiz tuzu tutmaya devam ediyor. Biz aslında evrimsel bir uzlaşım sorununun sonucu olarak hipertansiyonla karşı karşıyayız. Hastalıkları bu evrimsel bal-kış açısıyla değerlendirmeliyiz. Ders müfredatlarının bu konuyu içermesi gerekiyor.”

Branşlar Arası Geçişkenliğe İzin Sağlanmalı

Tıpta aşırı branşlaşma, üst uzmanlaşma konusunun son 30 yılın hikayesi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Terzi, “Her bir organın bir parçasının bir uzmanlık alanı var, hastanın bütünsel değerlendirme imkanı neredeyse kalmadı. Bunun bir kısmı gereklilikten doğdu. Öylesine büyük bir bilgi artışı ve teknoloji imkanı var ki branşlaşmadan o bilginin tamamına ulaşmak imkansız… Öte yandan aşırı branşlaşma resmin bütününü görmek ya da diğer sorunlara müdahale edebilme imkanını kaçırıyorsunuz. Bu çağda yapılabilecek şey, multidisipliner çalışma anlayışını getirmektir. Fakat uzmanlık alanlarının kendi etraflarına çizdiği kırmızı çizgiler ve bayraklar var. Branşlar arası geçişkenliğe izin sağlamamız gerekli, karşılıklı anlayış ve olaylara hasta odaklı yaklaşmak lazım” diye konuştu.

Endüstriyel Tıp Kavramı Sorgulanmalı

Prof. Dr. Terzi, genç yoğun bakımcılara şu mesajı verdi:

“Tıpta bazı trajikomik şeyler var, ABD’de yapılan çalışmalar, insanların hayat boyu özel sağlık sigortalarına ödedikleri paranın, kendilerine ölmeden önceki 15 gün içerisinde yoğun bakımda harcandığını ortaya koyuyor. 25 yaşında hayata atıldınız ve kendinize özel sağlık sigortası yaptırdınız, 80 yaşına kadar ödediniz ve bu yaşta hastalandınız, yoğun bakıma alındınız diyelim, yıllarca ödediğiniz paranın üçte ikisi ölmeden önceki bu 15 gün içinde harcanıyor ve sonra ölüyorsunuz. Tıp biliyorsunuz bir ölümsüzlük mücadelesi değil. Yoğun bakım arafta çalıştığımız bir alan ve o alandaki gençlerin endüstriyel tıp hakkında düşünmesi, ‘Biz ne yapıyoruz?’ sorusunu kendilerine devamlı sorması ve endüstriyel tıbbı sorgulamaları gerekiyor. Endüstriyel tıp kavramı ile tıbbın insancıl kökeninden çıkarıldığı, hekimlerin sağlık teknisyeni ve teknoloji uygulayıcısı haline dönüştürüldüğü, hastaya holistik yaklaşımın kaybedildiği bir anlayışı kastediyoruz. Biz hekimlerin bundan uzak durması veya bunu sorgulaması gerekiyor. “

About author

-->