Yoğun Bakımlarda Neden Yatak Bulunamıyor?

2.2.2018 tarihli Habertürk Gazetesinde “Yoğun Bakım Vurgunu” başlığıyla, özel hastanelerdeki yoğun bakımların kullanımı ile ilgili yayınlanan habere ilişkin, Derneğimiz görüşlerini paylaşmak isteriz:

Türkiye’de yoğun bakım yatak sayısının yıllar içerisinde artmasına rağmen, yoğun bakımlarda özellikle kış aylarında boş yatak bulunamaması sorunu yaşandığı bir gerçektir. Ancak bu sorunun nedenleri oldukça fazladır ve haberde de yer aldığı gibi sorunun daraltılması ve “özel hastanelerde yoğun bakım yataklarının uygun kullanılmaması” şeklinde tek bir yöne indirgenmesi gerçekçi olmayıp Derneğimiz de bu haberi üzüntü ile karşılamıştır. Yoğun bakımda yatak sorunu tek başına özel hastanelerin sorunu değildir. Bu sorun devlet ve üniversite hastanelerinde de yaşanmaktadır.

Yoğun Bakımlarda yatak bulunamamasının temel olarak 2 nedeni bulunmaktadır:

  1. Yoğun bakım ünitelerine endikasyonsuz hasta yatışları ve yoğun bakım yataklarının akılcı kullanılmaması

Türkiye’de yoğun bakım yataklarının %20-30’unda uygun olmayan hastalar yatırılmaktadır. Gerek yoğun bakıma endikasyonsuz yatış, gerekse yoğun bakım ihtiyacı kalmamasına rağmen bazen aylar ve yılları bulan uzamış hasta yatışları “gerçek yoğun bakım hastası” için yatak bulunamaması sorununa neden olmakta ve bazen hastanın bulunduğu ilin kilometrelerce dışına sevkler yapılabilmektedir.

Altta yatan hastalığın çok ilerlemesi nedeni ile tedavi şansı kalmamış olan ve yoğun bakım tedavisinden de yarar görmesi mümkün olmayan, özellikle ileri dönem kanser, nörolojik ve kronik hastalıkları olan hastaların yoğun bakım ünitelerine yatışları için çok fazla sosyal baskı bulunmaktadır. Bu baskı siyasetçi, bürokrat, hastane yöneticileri, hasta yakınları ve hatta yoğun bakım dışı sağlık çalışanları tarafından kurulmaktadır. Yoğun bakım üniteleri hastaların tekrar yaşama döndürüldüğü birimler yerine sadece bakım sunması beklenen birimler olarak algılanmaktadır.

Yoğun bakım gereksinimi kalmayan hastaların gönderilebileceği, yeterli sayıda ve özellikte ara bakım üniteleri, palyatif bakım üniteleri, uzun dönem bakım üniteleri gibi üniteler bulunmamaktadır ve evde bakım hizmetlerinde de pek çok sıkıntı yaşanmaktadır.

Yaşamın sonunda bakım konusunda yasal mevzuat ile ilgili sorunlar mevcuttur.

  1. Türkiye’de yoğun bakım ünitelerinin kurulması, uzman hekim istihdamı, sınıflandırılması ve tescili ile ilgili sorunlar

Türkiye’de yoğun bakım yatak sayısı yeterli ve hatta pek çok gelişmiş ülkeden fazla gibi görünmekle birlikte, nitelikli yoğun bakım yatak sayısının yüksek olmadığı düşünülmektedir. Yoğun bakım üniteleri salt fiziksel altyapıya göre tescillenmektedir. Nitelikli yoğun bakım çalışanı ve özellikle yoğun bakım uzmanı bulunup bulunmadığı, sunulan hizmetin kalitesi, hasta sonuçları değerlendirilmemektedir. Bu durum gerek devlet, gerekse özel hastanelerde gelişi güzel yoğun bakım yataklarının kurulmasına yol açmaktadır.

Hastanelerde yoğun bakım ünitelerinde aşırı branşlaşma söz konusu olup, bu durum branş yoğun bakım ünitelerine her türlü hastanın kabul edilmek istenmemesine neden olmaktadır. Halbuki, erişkin yoğun bakım uzmanlık alanı tek olup, bu uzmanlardan da yeterince yararlanılamamaktadır.

Türkiye’de 20.000’in üzerinde yoğun bakım yatak sayısına rağmen, yoğun bakım uzman sayısı 200’ün altındadır. Performans sistemine dayalı maaş ödemesi nedeniyle, Sağlık Bakanlığı tarafından ataması yapılan yoğun bakım uzmanlarına devlet hastanelerinde görev verilmemektedir. Özel hastanelere yoğun bakım uzmanı kadrosu verilmemekte; gerek devlet, gerekse özel hastanelerde yoğun bakım ayrı bir tıpta uzmanlık alanı olmasına rağmen, çoğunlukla anestezi uzmanları hem ameliyathane hem de yoğun bakım ünitelerinde çalıştırılmaktadırlar.

Yoğun bakım yataklarının uygunsuz kullanımının özel hastanelere indirgenerek tartışılmasını doğru bulmamakla beraber, yoğun bakım hizmetlerinin düzenlemesi ve iyileştirilmesi gerektiği, devlet hastaneleri ile birlikte özel hastaneler için de geçerlidir.

Yukarıda bahsi geçen haber ile ilgili Derneğinizin yaptığı basın açıklamasında “hastanın yoğun bakıma alınma ve çıkarılma endikasyonu hastane tarafından değil anestezi ve reanimasyon uzmanı tarafından belirlenir” ifadesi yer almıştır. Yoğun bakımın bir bilim dalı olduğu ve ayrı bir uzmanlık alanı olduğu maalesef ya bilinmemekte ya da göz ardı edilmektedir. Özel hastanelerde sıklıkla anestezi uzmanının eş zamanlı hem ameliyathane hem de yoğun bakımda çalışması kesinlikle sakıncalı olup, bu şekilde yeterli yoğun bakım hizmeti sağlanması mümkün olamayacağından uygunsuz hasta yatışları söz konusu olabilir. Yoğun bakım gibi ciddi emek ve 7/ 24 hizmet gerektiren bir işte hizmet aksamalarına yol açmamak için tam zamanlı çalışma esas olmalıdır.

Sonuç olarak yoğun bakım ünitelerinde yoğun bakım uzmanı veya yoğun bakım uzmanının bulunmadığı yerlerde yoğun bakım yan dal uzmanlık eğitimi bulunan ana dallardan (anestezi, iç hastalıkları, göğüs hastalıkları, vb.) tam zamanlı hekimlerin çalıştırılması, hastanelerde yoğun bakım yataklarının tek çatı altında kullanılması, yoğun bakım ünitelerinin sınıflandırılması kriterlerinin revizyonu ve ünitelerin tekrar tescil edilmesi, yoğun bakım yatışlarına yoğun bakım hekiminin bağımsız olarak bilimsel kriterler ile karar vermesi, yoğun bakım ihtiyacı kalmayan hastaların devredilebileceği birimlerin yeterli sayıda oluşturulması ve yaşamın sonu ile ilgili yasal mevzuatın geliştirilmesi gerekmektedir.

 

About author

-->